|
|
|
|
kadinlarindunyasi - Kadin dunyasindan haberler
|
|
Bekar kadın daha sağlıklı yaşıyor
Bekar ve geç yaşta anne olan kadınlar, evli ve erken yaşta çocuk sahibi olanlardan daha sağlıklı kadınların çocuk ve aile tercihleri, ilerideki sağlık durumlarını etkiliyor. İngiliz araştırmacılar yaptıkları çeşitli çalışmalar sonucunda bekar kadınların evlilerden, geç yaşta anne olanların erken yaşta anne olanlardan daha sağlıklı olduğunu ortaya çıkardı.
Araştırmayı yürüten ekibin başındaki uzman Prof. Emily Grundy, 'İlişki ve ebeveynlik tarihlerimizin, yaşamımızın daha sonraki safhalarında sağlığımız üzerinde önemli etkisi olduğunu saptadık' açıklamasını yaptı.
kendinizi hazır hissetmeden anne olmayın !!
İngiltere'de yapılan araştırma 1911 ve sonrasında doğmuş kadınlar üzerinde yapıldı. Araştırma, ileri yaşlarda sağlık durumunun zayıflığının, çok genç yaşlarda yapılan doğumlar, 5-6 çocuktan oluşan büyük bir aileye sahip olmak ve 18 aydan daha az ara verilerek yapılan doğumlarla yakından bağlantısı olduğunu gösterdi.
Bu yaş grubundaki kadınlarla yapılan araştırmada geç yaşlarda anne olanların ileri yaşlarındaki sağlıklarının daha iyi olduğu saptandı. Grundy, bunun sebebini, 'muhtemelen bu insanların hazır olduklarını hissetmeden ve sağlıklarının çocuk bakmaya uygun olduğundan emin olmadan bebek yapmaya karar vermemelerine' bağladı ve hazır hissetmeden anne olmanın kadınlar üzerinde büyük bir stres kaynağı olabileceğini söyleyerek uyarıda bulundu.
Kısa aralıklarla doğum sakıncalı!
Kısa aralıklarla çocuk sahibi olmasının olumsuz etkisinin ise bunun yarattığı psikolojik stres kaynaklı olabileceği belirtildi. Grundy, bu bulgunun kendileri için özellikle önem taşıdığını çünkü kısa aralıklarla doğumun ileride sağlığa etkisinin gelişmiş bir ülkede ilk kez araştırıldığını ve araştırmanın sonuçları açısından son derece önemli olduğunu söyledi.
Evliler daha çok şikayet ediyor
Aynı araştırmada, kadınlardan sağlık durumlarını değerlendirmeleri de istendi. Anket yolu ile yapılan çalışmada evli kadınların bekarlara oranla sağlıklarından daha çok şikayet ettikleri ortaya çıktı. Ayrıca evli kadınların sağlıklarını bekar olanlara göre daha çok ihmal ettiği, aile bireylerinin sağlık sorunlarını daha ön planda tuttuğu da belirlendi. Bekarların ise spordan, beslenme alışkanlıklarına kadar her konuda evlilere göre daha dikkatli ve ilgili oldukları da belirlendi.
Haydar dümen viagra üretecek!
Cinsellik uzmanı Haydar Dümen: Vajina, cinselliğe değil doğurmaya programlandığı için kadınlar orgazm sorunu yaşıyor. Bu sorunu çok yakında çözeceğim.
Haydar Dümen, kadınların orgazm olamamasını vajinanın cinselliğe değil, doğurganlığa programlı olmasından kaynaklandığını söyledi. Vajinanın sadece iki santiminin duyarlı olduğunu, kalan 6 santiminin duyarsız olduğunu söyleyen Dümen, “Eğer vajina cinselliğe programlı olsa doğum olayı gerçekleşmezdi. Ancak cinsellik de aynı yerde olunca bu sorun karşımıza çıkıyor” dedi. Dümen, psikolojik yapının da orgazm sorununu tetiklediğini ifade etti.
CİNSEL İLİŞKİ YEMEK GİBİ
Dümen, cinsel ilişkiyi, “Sevdiğiniz yemek vardır, sevmediğiniz yemek vardır, sevdiğiniz yemeği yersiniz” örneğiyle açıkladı. Dümen, cinsellikten hem erkeğin hem de kadının zevk alması gerektiğinin altını çizdi. Dümen, “Erkekler için Viagra üretildi, kadınların orgazm sorunu için de çözüm var. Bulmama çok az bir süre kaldı. Çalışmam bitince açıklayacağım, ipucu vermem” dedi.
İşte yılın en seksi kadını !
Geçtiğimiz hafta göbek deliğinin olmamasıyla gündeme gelen Karolina Kurkova en seksi kadın seçildi.
Dünyaca ünlü Çek model Karolina Kurkova, en seksi kadın seçildi.
Los Angeles'da yayın yapan eğlence kanalı "E!" dünyanın en seksi kadınlarını seçti.
İlk sırada Victoria's Secret modellerinden Karolina Kurkova'nın yer aldığı listede bakın başka hangi isimler var.
Listenin ilk sırasında yer alan Çek model Karolina Kurkova, geçtiğimiz hafta çıktığı Victoria's Secret defilesinde göbek deliğinin olmaması ile dikkat çekmiş ve bu özelliği geçtiğimiz hafta magazin basınında sıkça yer almıştı.
İşte ilk 10 sırada yer olan o isimler:
1. Karolina Kurkova
2. Bar Rafaeli
3. Angelina Jolie
4. Gisele Bundchen
5. Scarlett Johansson
6. Adriana Lima
7. Heidi Klum
8. Penelope Cruz
9. Manuela Arcuri
10. Shakira
Yaşadığı tecavüzü film yaptı !
İsrailli Dünya Güzeli Linor Abargil, başından geçen tecavüz olayını anlatan bir belgeselde rol aldı.
Dünya güzeli seçilmeden yedi hafta önce uğradığı tecavüz sırasında hayatını kaybetme tehlikesi geçiren İsrailli model Linor Abargil (28), kendi öyküsünü anlatan bir belgeselde oynuyor.
Olaydan on yıl sonra suçun işlendiği yere gidip tecavüz gününü tekrar yaşayan İsrailli model, "Bu belgeseli 10 yıl önce yapsaydım, kurban gibi görülürdüm" dedi. Ünlü aktör Gregory Peck’in 50 yaşındaki kızı Cecilia Peck’in yönettiği filmde Abargil, tecavüzü şöyle anlatıyor:
İtalya’da moda defilelerinde çalışırken sıkılan ve İsrail’e dönmeye karar veren model kızın Milano’da bir seyahat acentasına gittiği, Roma’ya uçaklarda yer bulamayınca seyahat acentasındaki Uri Schlomo’nun otomobiliyle gitme teklifini kabul ediyor. Şehir dışında BMW’sini durduran Uri Schlomo, genç kıza çektiği bıçağı saplarken ağzını ve kollarını bantlıyor.
Saldırgan model kıza tecavüz ettikten sonra kafasına plastik torba geçirip iple boğmaya kalkışıyor. Ertesi gün genç model, İtalyan polisine başvuruyor ama sorgulaması yapılan Schlomo serbest bırakılıyor. İsrailli dedektifler devreye girerek İsrail’e seyahat eden saldırganı tutukluyorlar. Sonuçta saldırgana 16 yıl hapis cezası veriliyor.
'KADINLIĞIMI HİSSETTİRECEK ERKEK İSTİYORUM'
Tuba Büyüküstün aşk hayatına dair ilginç itiraflarda bulundu
.
Asi dizisinin güzel yıldızı Tuba Büyüküstün aşk hayatı hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Yeni bir ilişki konusunda cesaretinin kırıldığını söyleyen Büyüküstün şöyle konuştu:
“Eskiden yeni bir ilişkiye girmek konusunda daha cesaretliydim. Artık yeni birşey yaşamakta zorlanmaya başladım. Bir süre sonra, yaşayacağın şey geçici olmasın istiyorsun. Genç kızlık dönemin bitiyor ve artık kadın olduğunu söylemek istiyorsun, kadın olduğun hissettirilsin istiyorsun. Sürekli yaşa bitir, yaşa bitir, yoruluyorsun. Olacaksa kalıcı birşey olsun.”
Kadınlar İçin Bir Fincan Huzur
Kadınlar için Bir Fincan Huzur, farklı yaşam deneyimlerine sahip kadınların samimi hikayelerinden derlenmiş etkileyici bir kitap. Kadınlar kadar, kadınları anlamak isteyen erkeklerin de keyifle okuyacağı bu kitapta, erkek dünyasında kadın olmanın güçlükleriyle mücadele eden, her şeye rağmen kadın olmaktan sonsuz bir mutluluk duyan kadınlar tarafından kaleme alınmış ellinin üzerinde hikaye yer alıyor
Kadınların renkli dünyasına yeni bir pencere açan bu kitap, kadınlığın gücünü ve bilgeliğini hatırlatıyor. Kendilerini öncelikler listesinden sonuna koyan ve ancak diğer her şeyin icabına baktıktan sonra kendileriyle ilgilenmeye başlayan kadınlara, bu gecikmeyi telafi etmek ya da baştan yaşamamak için eşsiz bir fırsat sunuyor.
Kadınlar için Bir Fincan Huzur'u okuduktan sonra, bu kitabın sıcaklığını kadın, erkek tüm dostlarınızla paylaşmak isteyeceksiniz.
13 ünlü kadın güldünya için söyledi
Türkiye’nin 13 ünlü kadın şarkıcısı, Aile İçi Şiddet Acil Yardım Hattı için seslerini "Güldünya Şarkıları" adlı albümde birleştirdi. Güldünya albümü çıktı Türkiye’nin 13 ünlü kadın şarkıcısı, Aile İçi Şiddet Acil Yardım Hattı için seslerini albümde birleştirdi. 25 Kasım "Dünya Kadına Yönelik Şiddete Son" gününde piyasaya çıkan albümde; Sezen Aksu’dan Ajda Pekkan’a, Nazan Öncel’den Emel Müftüoğlu’na, Zuhal Olcay’dan Nilüfer’e ve Şebnem Ferah’a kadar, her biri farklı bir kadın duyarlılığını anlatan, üçü yeni 14 şarkı söyledi. Türkiye’nin 13 ünlü kadın şanatçısı, seslerini kadına yönelik şiddete dikkat çekmek üzere, "Güldünya Şarkıları" adlı albüm için birleştirdi. Tüm dünyada "Kadına Yönelik Şiddete Son" günü olarak anılan 25 Kasım’da piyasaya çıkan albüm için Sezen Aksu, Ajda Pekkan, Nazan Öncel, Emel Müftüoğlu, Aynur, Zuhal Olcay, Aylin Aslım, Nilüfer, Şebnem Ferah, Şevval Sam, Rojin, Ayten Alpman ve Funda Arar, Türkiye’de ilk kez bu proje için bir araya geldi. Her biri farklı bir kadın duyarlılığını anlatan, üçü yepyeni 14 şarkıdan oluşan Albüm, şiddete karşı çıkan kadınların bir manifestosu niteliğinde. Sürprizi ise, 80’li yılların ortalarından itibaren, hakları için mücadele eden kadınların, sokaklarda, meydanlarda söyledikleri "Kadınlar Vardır" adlı marşın, albüme katkıda bulunan sanatçıların bir kısmı tarafından koro halinde söylenmesi. Yapımcılığını Hürriyet Kurumsal İletişim Direktörlüğü’nün üstlendiği ve tüm geliri Hürriyet Gazetesi’nin beş yıl önce temellerini attığı Aile İçi Şiddete Son! Kampanyası çerçevesinde, İstanbul Valiliği’nin işbirliğiyle kurulan Aile İçi Şiddet Acil Yardım Hattı’na aktarılacak olan Güldünya Şarkıları, başta bir namus cinayetine kurban edilen Güldünya Tören olmak üzere, tüm şiddet mağdurları için söylendi. Aile İçi Şiddet Acil Yardım Hattı: (0212 veya 0549) 656 96 96 25 Kasım’da DMC Müzik’ten piyasaya çıkan "Güldünya Şarkıları" albümünün adını, söylediği şarkıyla birlikte CD kitapçığına yazı da yazan Sezen Aksu koydu. Albümdeki "Kadınlar Vardır" adlı marşı, Nazan Öncel, Aylin Aslım, Aynur, Nilüfer, Zuhal Olcay, Sezen Aksu ve Rojin’den oluşan koro seslendirdi. "Kız çocuğu maskesi"ni sembol seçen Sezen Aksu, albüme adını veren "Güldünya" adlı şarkıyı seslendirdi. "Kadın Dediğin" adlı şarkıyı seslendiren Ajda Pekkan, "Kırık pudra kutusu"nu sembol seçti. "Leyla" adlı şarkıyı seslendiren Nazan Öncel, aile içi şiddeti "Kırmızı kırık topuklu ayakkabı"yla ifade etti. "Kırık Ruj"u sembol seçen Emel Müftüoğlu, "Adım Kadın" şarkısını seslendirdi. Albümdeki "Qumrike/Kumrucuk" şarkısını seslendiren Aynur, "Kırık kadın gözlüğü"nü sembol seçti. Zuhal Olcay, "Neyse" şarkısını seslendirirken "Kırık ayna"yla şiddeti ifade etti. Temsili resim olarak "Dökülmüş oje"yi seçen Aylin Aslım, "Karar Verdim" adlı şarkıyı seslendirdi. "Kırılmış camdan kalp"i sembol seçen Nilüfer, "Sanane Kimene" adlı şarkıyı seslendirdi. "Masum Değiliz" şarkısını seslendiren Şebnem Ferah, "Yaprakları koparılmış kırmızı gül"le şiddeti ifade etti. "Yırtık kadın elbisesi"yle şiddeti ifade eden Şevval Sam, "Kibritçi Kız" şarkısını söyledi. "Kopmuş inci kolye"yi sembol seçen Rojin, "Sil Baştan" adlı şarkıyı seslendirdi. "Ve Tanrı Aşkı Yarattı" adlı şarkıyı seslendiren Ayten Alpman, "Pırlantası düşmüş tektaş"la şiddeti ifade etti. "Kırık parfüm şişesi"ni sembol seçen Funda Arar, "Dünden Sonra Yarından Önce" adlı şarkıyı seslendirdi. Aile içi şiddetin sembolü Bitlis’te amcasının oğlunun tecavüzüne uğrayarak hamile kaldıktan sonra töre korkusuyla annesi ve babası tarafından İstanbul’a gönderilen Güldünya T., Şubat ayında İstanbul’da öldürülmüştü. Ailesi tarafından eski bir tanıdıklarının yanına gönderilen genç kadının iki erkek kardeşi F. ve İrfan, uzun süre izini takip ettikleri Güldünya’yı yol ortasında kurşunlamışlardı. Hastaneye kaldırılan genç kadının hâlâ yaşadığını haber alan iki genç, olaydan 12 saat sonra bir kez daha harekete geçmişler ve öldürücü darbeyi hastane odasında vurmuşlardı. Olay, gazetelere manşet olunca, günlerce konuşulmuş ve tüm Türkiye de tepki göstermişti. Güldünya ismi, aile içi şiddetin sembolü haline gelmişt
Bebek istiyorum ancak doğum sancılarından korkuyorum
Her kadının doğum eylemi ve bu sırada duyacağı ağrı şiddeti farklıdır. Bu fark; sizin ağrı toleransınıza, çocuğunuzun büyüklüğüne ve pozisyonuna, rahminizin kasılma gücüne ve daha önce doğum yapıp yapmadığınıza bağlıdır.
Analjezi tamamen ya da kısmen ağrı duymamanın; anestezi ise bölgesel olarak sinir yollarının daha kuvvetli bloke edilerek ağrı duymamanın yanı sıra kasların gevşemesinin veya hareketsizliğinin sağlanmasıdır. Hangi tip yöntemin uygulanacağını, sizin isteğiniz kadar tıbbi durumunuz ve doğum ve anestezi doktorlarınızın seçimi de belirler.
Doğum
Doğum üç evreden oluşur. Birinci evre, ağrılı kasılmaların başlamasından rahim ağzının tamamen açılmasına kadar sürer. İkinci evre ise, rahim ağzının tam açılmasından başlar ve bebeğin doğmasıyla sona erer. Üçüncü evre, plasentanın atılmasıyla biter. Tüm bu evreler süresince anne adaylarının ağrılarının kontrol edilmesi gerekir. Bu, iki şekilde yapılır:
1- İlaçların damardan veya kas içine uygulanması
2- Epidural analjezi
Birinci yöntemde kuvvetli ağrı kesici ilaçlar, damardan veya kas içine uygulanır. Bebekte yan etkilere yol açmayacak şekilde belirlenen dozlarda uygulanabilir. Ağrıyı kısmen ve ancak kısa bir süre engelleyebilir. Sürekli uygulanamaz. Ani ve hızlı gelişen doğumlarda faydalı olabilir. En etkili yöntem ise epidural analjezidir.
Lokal bloklar
Doğum doktoru tarafından, ya rahim ucuna yakın sinirlere ya da çocuğun çıkım anında yapılan ve epizyo denilen cerrahi kesilerde ağrı duyulmaması için yapılır. Doğum eyleminde ağrıyı belirgin olarak engellemez.
Santral bloklar
Epidural, spinal ya da kombine spinal - epidural olmak üzere üç tiptir. Bu tekniklerden normal doğumda epidural analjezi, sezaryende ise epidural anestezi ve kombine spino - epidural anestezi daha sık uygulanır.
Anestezik gazlar
Sezaryende genel anestezi şeklinde, normal doğumda ise çocuk çıkmasına yakın analjezi için uygulanır.
Doğumda en sık uygulanan yöntem:
Epidural Analjezi
Beldeki omurların sivri çıkıntıları arasından iğne ile girilerek sinir yollarına yakın bir bölgeye, 1 - 2 milimetrelik çok ince bir plastik boru yerleştirilmesi ile uygulanır. Bu işlem oturma veya yan yatma pozisyonlarında yapılır.
İşleme başlamadan önce tansiyonun düşmesini engellemek için damar yolu ile serum verilir. Belden aşağıda ve bacaklarda his değişikliği (uyuşukluk) oluşur.
Doğumun birinci evresinde, yani rahim ağzı tam açık hale gelinceye kadar olan dönemde, rahim kasılmaları devam ederken anne ağrı duymaz ve konforlu bir bekleyiş ortamı oluşur. İlaç genellikle bilgisayarlı bir alet ile verilir. Doğum anında da, ilaç tipi ve dozuna bağlı olarak kas gücü korunduğu için anne rahatlıkla ıkınarak, doğum kanalında çocuğun ilerlemesini ağrı duymadan sağlar.
Sezaryende en sık uygulanan yöntem: Kombine Spinal - Epidural Anestezi
Doğumdaki epidural analjeziye çok benzer. Tek farkı, ince boru yerleştirilmeden önce epidural iğnesinin içinden kıl gibi bir iğne geçirilerek, spinal bölgeye ilaç verilmesidir. Böylece 1 - 2 dakika içinde ameliyatın başlaması sağlanarak, tam kas gevşemesi ile sezaryen ameliyatı kolaylaştırılır. Ameliyat sonrası dönemde de epidural kateter ile bilgisayarlı bir aletten ilaç yollanarak, ağrısız, konforlu bir ortam hazırlanır.
Sezaryende sıklıkla uygulanan diğer yöntem: Genel Anestezi
Damar yolundan verilen anestezik ilaçlar ile solunum yolundan bir tüp yerleştirilerek verilen anestezik gazlar ile uygulanır. Anne sezaryen boyunca tamamen uyutularak, geçici bir süre bilinç kaybı sağlanır.
Sık sorulan sorular
Epidural teknikte ağrısız dönem ne zaman başlar, ne zaman sona erer?İlaç etkisi, epidural teknikte ortalama 15 dakika içinde; kombine spinal - epidural teknikte ise bir dakika içinde başlar. Yerleştirilen plastik borudan gönderilen ilaçların kesilmesi ile belirli bir süre sonra ilaç etkisi de biter.
Bu tekniklerde yan etkiler nelerdir?
Kan basıncında düşme gözlenebilir. Sıvı ve ilaçlarla kan basıncındaki bu düşme kolaylıkla önlenir. Doğum eylemi ve ilaçlar titreme yapabilir. İlaçlar ve ısıtma ile titreme de yine çok kolaylıkla engellenir. Doğumdan sonra nadiren 24 - 48 saat baş ağrısı gözlenebilir. İlaç tedavisiyle ağrı giderilir.
Riskli midir?
Deneyimli doktorlar, gelişmiş teknoloji ve ilaçlar sayesinde komplikasyonları son 20 yıl içinde belirgin bir şekilde azaltılmıştır.
Doğum analjezisinin bebeğe - anneye etkileri nelerdir?
Çağdaş ilaçların bebeğe etkisi olmadığı gibi anneye de yan etkileri çok azdır. Ağrının engellenmesi, sadece konfor sağlamaz. Ağrı duyusunun engellenmesi ile doğum ağrısında ortaya çıkan enzimler ve hormonlar oluşmayacağı için hem annenin hem de bebeğin daha sağlıklı olması sağlanır.
Hastaneye gelirken
• Bir şey yememeye çalışın; ihtiyacınız varsa sadece su içebilirsiniz.
• Mümkünse ılık bir duş alın.
• Bol ve rahat giysiler giyinin.
• Lens, takı, saat gibi şahsi eşyalarınızı çıkarın.
Doğum ve anestezi doktorlarının siz ve bebeğiniz için en doğru ve sağlıklı girişimi planlayacaklarını unutmayın.
****KADINLARA ÖZEL DEREN ÇAY
Her reçetesi kadınların talepleri doğrultusunda ve Prof Dr. Osman Müftüoğlu birikimi ve yönetiminde hazırlanan Deren Kadınlara Özel Çay Serisi birbirinden özel 8 farklı ürün içeriyor; Bayanlara Özel, Keten Tohumlu Form, Dingin, Her Öğün, Active&Fit, Detoks, Form ve Zen.
Türkiye’de bir ilk olan Deren Bayanlara Özel, serinin en özel ürünü. Kadınların özel günlerini sorunsuz geçirmelerine destek olacak faydalı bitkilerin son derece lezzetli harmanından oluşuyor. İçindeki çuha çiçeği, St John’s Wort ve lavanta ile şişkinlikleri azaltıyor, sinirleri gevşetiyor. Sakin ve huzurlu bir gün vaad ediyor.
Türkiye’de bir diğer ilk olan Deren Keten Tohumlu Form, aç kalmadan formda kalmak için doğal bir destek. Asrın mucizesi keten tohumunun tüm faydaları bu limon lezzetiyle zenginleştirilmiş lezzetli harmanda. Ayrıca içeriğindeki Mate ve sinemaki yağ yakımını hızlandırıyor, vücuttaki fazla suyun atılmasını sağlıyor.
Deren Active & Fit, içeriğinde mate, guarana, kuşburnu ile yorgunluk, bitkinlik ve güçsüzlük sorunlarına karşı etkili bir çözüm sunuyor. Çağımızın hastalığa strese karşı geliştirilmiş Deren Dingin, size vanilyanın dinlendiriciği, balın yumuşaklığı ve melisanın dinginliğini getiriyor. İçeriğinde rooibos, kırmızı karanfil, hibiskus bulunan Deren Detoks, modern hayatın bedeninize ve ruhunuza yüklediği toksinlere karşı doğal bir etki sağlıyor. İçeriğinde sinameki, ısırgan yaprağı, ardıç meyvesi bulunan Deren Form, ideal kiloya ulaşmada doğal bir destek sağlıyor. Deren Her Öğün, içeriğindeki nane ve limon otu sayesinde şişkinlik ve hazım zorluğuna karşı lezzetli ve doğal bir çözüm sağlıyor. Yemek sonrası rehaveti alıyor, sindirimi kolaylaştırıyor. Ginseng, rezene ve papatyanın keyifli harmanı Deren Zen, ruh ve beden uyumunu sağlıyor.
Tamamen kadınlara özel yaratılan Deren çay serisi hayatınızı kolaylaştırıyor ve yaşamdan daha çok keyif almanızı sağlıyor.Tüketicisine en iyi çayı sunmak için Adaçayı, Rezene, Papatya, Ihlamur, Nane-Limon ve Limon çayları ile ürün çeşidini artıran Deren, yenilikçiliğini, Deren Kış Keyfi, Yaz Lezzeti, Kuşburnu, Böğürtlen ve Elma çayları için hazırladığı farklı tasarımları ile ürün ambalajlarında da sürdürüyor.
Deren Adaçayı; enerji verici, kuvvetlendirici etkisi ile grip, nezle, soğuk algınlığının iyileşmesine ve sindirime yardımcı olurken, Deren Rezene ise, şişkinlik hissi ve gaz sancılarında etkili oluyor ve hazmı kolaylaştıyor.
Deren Papatya; huzur verici, uykuya hazırlayıcı özelliği sayesinde gerginliği ve stresi giderip, hazımsızlık, yanma, mide bulantısı, şişkinlik gibi sorunlarda da etkili oluyor.
Yemekten sonra içilmesi tavsiye edilen Deren Nane-Limon ise, mideyi rahatlatıp sindirimi kolaylaştırıyor, gaz oluşumunu engelliyor.
Deren Ihlamur, dinlendirici, gevşetici etkisi ile soğuk algınlığı ve gribe iyi gelirken, Deren Limon çayı, sakinleştirici özelliği ile baş ağrılarının, sindirim bozukluklarının giderilmesinde etkili oluyor.
Deren Bitki Ve Meyve Çayları Yeni Ambalajlarında...
Bitki ve meyve çayları kategorisinde Deren’in mevcut ürünleri Kış Keyfi, Yaz Lezzeti, Kuşburnu, Böğürtlen ve Elma çaylarının yenilenen gözalıcı ambalajları, raflarda canlı tasarımlarıyla dikkat çekiyor.
Rezene, Limon, Papatya, Ihlamur, Adaçayı, Limon ve Nane-Limon çaylarının katılımıyla zenginleşen Deren bitki ve meyve çayları Sabancı güvencesinde ipli teknoloji ile yüzde yüz doğal olarak, boya ve katkı maddesi kullanılmadan üretiliyor, doğallığın ve sağlığın yanı sıra yeni ambajlarıyla eşşiz lezzeti de beraberinde getiriyor.
****KADINA ŞİDDET DEVEM EDİYOR
Diyarbakır KAMER Kadın Merkezi sorumlusu Nebahat Akkoç, on yılda 2 bin 667 kadının şiddete uğradıkları için kendilerine başvurduğunu söyledi.
'25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Son Günü' nedeniyle Diyarbakır'da bulunan KAMER Kadın Merkezi tarafından basın toplantısı düzenlendi. Hasanpaşa Hanı'nda düzenlenen basın toplantısına Merkez yöneticileri ve üyeleri katılırken, bugüne kadar 2 bin 667 kadının merkeze başvurulduğu belirtildi. KAMER Başkanı Nebahat Akkoç, kadına yönelik şiddet nedeniyle kendilerine başvuran 2 bin 667 kadının tamamının psikolojik baskı yaşadığını belirtti.
‘Başbakanlık genelgesi önemli kazanım’
Akkoç açıklamasının devamında şunları söyledi: "Şiddetin nerede, nasıl ve kim tarafından uygulandığına bakılmaksızın bir bütün olarak çalışılması gerektiğini düşünüyoruz ve şiddetin giderek tırmanmasını dikkate alarak farklı uygulanış biçimleri arasındaki bağı kurmak için özel bir çaba harcamayı planlıyoruz. Kadın ve çocuğa yönelik şiddet ile namus adına işlenen cinayetlerin önlenmesi için çalışmakla yükümlü olan Başbakanlık Genelgesi, KAMER'in ve kadın hareketinin önemli kazanımlarından biridir.
İki bin 667 başvuru
Henüz hiçbir şekilde ulaşılmamış binlerce mahalle ve köy var. KAMER önümüzdeki yıllarda tüm mahalle, ilçe ve köylere ulaşabilmenin yöntemlerini oluşturmak için çaba harcamaya devam edecek. Bize yapılan 2 bin 667 başvuruda 7 bin 786 görüşme yaptık. Bize yapılan başvurularda kadınların yüzde 100'ü psikolojik baskı görüyor, yüzde 77.5'i sözel şiddet yaşıyor, yüzde 59.9'u fiziksel şiddet yaşıyor, yüzde 12.7'si tecavüz yaşıyor.
En çok başvuru 20-30 yaş arası
Başvurularımızın yaşına baktığımız zaman 12 yaşından 70 yaşına kadar kadınları kapsadığını ama en büyük dilimin 20 ile 30 yaşları arasında olduğunu görüyoruz. Görücü usulü ile evlenmenin yüzde 55.9 olduğunu görüyoruz. AK Parti Hükümeti ve Türkiye'nin Avrupa Birliği aday adaylığı sürecinde Kadın İnsan Hakları konusunda ciddi bir ivme kazandı. Bir sürü yasa değişti, Başbakanlık Genelgesi çıktı, İçişleri Bakanlığı Genelgesi çıktı, kadına yönelik şiddetle ilgili ciddi bir proje yürütüldü.
Genel şiddet kadına yansıyor
Şimdi bunun sonucunda 2010 yılına kadar sürecek ciddi bir eylem planı var, bizim yaptığımız çalışmalar var, pek çok kadın kuruluşunun yaptığı çalışmalar var, dolayısıyla artan bir duyarlılık var, bu duyarlılık nedeniyle şiddet daha görünür oldu diye düşünüyorum. Bir artma veya azalma olduğunu tespit edemiyoruz ama artık gizli kalmadığını biliyoruz. Yalnız bir bilgimiz daha var. Oda şu; Son aylardaki şiddetteki genel tırmanma, kadına yönelik şiddeti de tırmandırıyor. Kadınların ifadelerinden bunu çıkartmak mümkün. Dünyanın en gelişmiş ülkelerinde bile kadına yönelik şiddet bir sorun olarak yaşanmaya devam ediyor. Kadın erkek eşitliğini sağlamış bir rejim henüz dünyada yok."
****Kadinlara özel yarısma
Anadolu Hayat Emeklilik’in, Türkiye Fotoğraf Sanatı Federasyonu danışmanlığında düzenlediği ve sadece kadınların katılabildiği “Kadın Gözüyle Hayattan Kareler” adlı fotoğraf yarışmasının üçüncüsü 1 Ocak - 27 Mart 2009 tarihleri arasında gerçekleşecek
Bu yılki konusu “Hayata Dair” olan yarışmaya amatör-profesyonel kadın fotoğrafçılar, en fazla 5 fotoğraf ile sadece CD göndererek katılabilecek. Yarışmanın sonuçları 10 Nisan 2009‘da www.anadoluhayat.com.tr adlı web sitesinden yayınlanacak.
Birincinin 3 bin YTL, ikincinin 2 bin YTL, üçüncünün bin YTL. ile ödüllendirileceği yarışmada, sergilenmeye değer bulunan eserlere ise 100’er YTL telif ödenecek.(0212) 317 70 25
****AYSEL GÜRELE BASKIN
Polis kılığına girip genç bir kadını saçından sürükleyerek kaçıran sapıklar "Haydi Gel Bizimle Ol" programında da tartışıldı. Müjde Ar annesi Aysel Gürel'in polisle yaşadığı komik bir anıyı anlattı.
Türkiye'nin gündemine damga vuran tatsız konu tartışılırken Pınar Kür "Yasaya göre polis kimlik göstermek zorunda ama kimse bunu sormaya cesarat edemiyor" dedi...
EVDE ÇIRILÇIPLAK BİR AYSEL GÜREL!
Bunun üzerine Müjde Ar annesi Aysel Gürel'in yaşadığı komik bir anıyı anlattı.
Aysel Gürel'in mantar alerjisi olduğunu söyleyen Ar, "Annem korkunç şekilde kaşınırdı. Böyle kaşınan bir insan olarak da evde neredeyse çırılçıplak dolaşırdı. Perdeleri de kapatmazdı. 'Ben onlara bakmıyorum, onlar bana niye baksın' diye düşünürdü çünkü. Annemi çıplak gören komşular rahatsız olmuş. 'Bu evde deli oturuyor' diye polise şikayet etmiş"
ÇIPLAĞI GÖRMEYE GELDİM
Şikayet üzerine polis Aysel Gürel'in evine gider. "Polis! Kapıyı aç" der... Ancak Aysel Gürel inanmaz, 'kimliğini göster' diye cevap verir. Polis kapının altından kimliğini atar. Gürel yine inanmaz "niye geldin" diye sorar. Polisin cevabı ise inanılmazdır: Çıplağı görmeye geldim!
Kadınlara özel votka
Rusya’da üretilen votka, alkolizm tartışmalarını körükledi...
İSTANBUL - Vodkaya düşkünlükleriyle bilinen Ruslar, bugünlerde kadınlara özel üretilen votkayı tartışıyor. Kadınlar, şık şişesi ve her yerde karşılarına çıkan reklamları sayesinde bu özel vodkayı şimdiden benimsemiş görünüyor. Alkolizm tedavisi yapan uzmanlara göreyse yeni ürün alkol bağımlılarının sayısının artmasına yol açacak...
****Atesli öpücük sağır etti
ANKARA - Yerel basında çıkan haberlerde, Guangdong bölgesinde Zhuhai kentinde yaşayan 20’li yaşlarındaki genç kızın, erkek arkadaşıyla öpüştükten sonra sol kulağının duyma yetisini tamamen kaybettiği şikayetiyle hastaneye gittiği bildirildi.
Genç kızı tedavi eden doktor, China Daily gazetesine yaptığı açıklamada, öpüşme sırasında oluşan basınç farkının kulak zarına zarar verdiğini söyledi.
Öpücük mağduru kızın sol kulağının, iki ay sürecek tedavi sonunda tekrar duymaya başlamasının beklendiği belirtildi
****Bayanlar kahvehavesi
ANTALYA - Özlem Ergün tarafından açılan ve kapısında “Erkekler giremez” yazılı “Kadınlar Kahvehanesi”, gece saat 23.00’e kadar hizmet veriyor.
Kadınların çeşitli oyunlar oynadıkları, sohbet ettikleri kahvehanenin, erkeklerin gittikleri kahvehanelere göre daha gösterişli döşenmesi dikkati çekiyor.
Kahvehane işletmecisi Özlem Ergün, küçük bir ilçe olan Finike’de kadınların rahat edebilecekleri bir mekan bulunmadığını söyledi.
Denizli’den Finike’ye 3 yıl önce taşındığını anlatan Ergün, şöyle konuştu: “Burası da küçük bir yer olduğu için yapacak hiçbir şey bulamadım. Kadınların böyle bir yere çok ihtiyacı olduğunu hissettim. Uzun zamandır zaten böyle bir yer açmayı düşünüyordum ve burayı faaliyete geçirdim. Kadınlar, mekana yoğun ilgi gösterdi. Kahvehanenin açılmasından memnun oldular. Kadınlar için bir şeyler yaptığım için çok mutluyum.”
Selma Ulutaş adlı kadında uzun süre önce kendisinin de kadınlara yönelik bir kahvehane açma fikri olduğunu belirterek, “2 yıl önce böyle bir düşüncem oldu, ama cesaret bulamadım. Özlem Hanım’ı takdir ediyorum” diye konuştu.
Güzellik uzmanı Emel Ergün ise kadınlar kahvehanesini “stres atılan yer” olarak nitelendirerek, “Huzuru, mutluluğu, rahatlığı her şeyi burada buluyorum. Okey oynuyoruz. İş yorgunluğumu atıyorum, rahatlıyorum” dedi.
Kahvehanenin üst katında evi bulunan Huriye Acur ise “Bu kahvehane çok iyi oldu. Boş zamanımda buraya gelerek çay ya da kahvemi içiyorum. Bu arada stres atmış oluyorum. Burada dinlendikten sonra evimdeki işlerimle ilgileniyorum. Kahvehanenin üst katında oturduğum için sık sık buraya uğruyorum” diye konuştu.
Hemşire Yeliz Yapan, böyle bir mekanın hizmete girmesinden mutlu olduğunu, arada bir burada dinlendiğini belirtti.
Hamide Ulutaş da fırsat buldukça kahvehaneye gittiğini ifade ederek, “Kızımla geliyorum. Stres atıyorum. Gayet memnunum” dedi.
|
|
|
|